top of page

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi

logo.png

Çocuk merkezli oyun terapisi (ÇMOT), Carl Rogers (1940) tarafından geliştirilen danışan odaklı terapinin kuramsal yapılarına dayanmaktadır. ÇMOT’nin, çocuğun doğuştan gelen insan kapasitesine, büyüme ve olgunluk için çaba gösterme ve yapıcı olarak kendini yönetme kabiliyetine derin ve sonsuz bir inancı vardır. Bu neden ile Rogers’ın danışan merkezli terapi ilkelerini (kişinin kendi kendini yönetebilme inancı) yönlendirici olmayan oyun terapisi olarak, oyun odası ve ortamında 3-12 yaş aralığındaki çocuklar ile uyguladığı çalışmasında çocukların özellikle sağlıklı sosyal-duygusal gelişim göstermesinde ÇMOT’nin etkili olduğunu deneyimleyen Axline (1947), böylece ÇMOT yaklaşımını ortaya atmıştır. (Landreth & Bratton, 2006). Üzerine yapılan yüzlerce çalışma sonrasında ise günümüze test edilmiş, denenmiş ve pozitif dönüt alınmış bir yöntem olarak gelmiştir. Oyun terapisinin temelinde, oyunun çocuğun kendini ifade etmesinin doğal bir yolu olduğu yatar.

Oyun terapisi iki yönden uygulanmaktadır. “Yönlendirici Oyun Terapisi” ve “Yönlendirici olmayan oyun terapisi” burada benimsenen ve kullanılacak yöntem tedavi prognozu’nun iyiliği açısından ele alındığından “yönlendirici olmayan oyun terapisi” olacaktır. Yönlendirici olmayan oyun terapisi adı ile bilinen “Çocuk Merkezli Oyun Terapisinde” çocuğu değiştirmek ve kontrol etmek gibi bir amaç yoktur. Bu yaklaşımda amaç çocuğun kendi davranışlarının farkına varmasını sağlamak ve kendini yönetmesine izin vermektir. Terapist, terapideki değişim için çocuğa ve onun kaynaklarına güvenir. Terapistle danışan arasında kurulan bu ilişkinin çocuk tarafından büyümek ve gelişmek için kullanılır. Bu nedenle terapide aslolan ilişkidir. Çocuk merkezli oyun terapisi; çocuğa kendi dünyasını, en derin düşünce ve duygularını, olumlu ve olumsuz yaşanmışlıklarını, kendini kabullenilmiş hissettiği güvenli bir ortam da oyun yolu ile ifade ettiği bir fırsat sunan yönlendirmesiz bir oyun terapi yaklaşımıdır. (Cochran, Nordling, & Cochran, 2010). Çocukların içlerinde biriktirdikleri duyguların, problemlerin, korkuların, nefret ve yalnızlıkların, başarısızlık ve yetersizlik endişelerinin üstesinden gelmelerinde, güçlü yanlarını keşfedebilecekleri, kendi kararlarını alabilecekleri, yaşadıkları dünyalarını, duygu ve düşüncelerini yansıtabilecekleri bir ortam yaratmaktadır. (Axline, 1981).

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin yardımcı olduğu konular:

  • Saldırgan davranışlar ve karşıt gelme davranışları

  • Kaygı ve korkular,

  • Aşırı çekingenlik,

  • Davranışsal gerileme,

  • Kardeş kıskançlığı,

  • Uyum ve özgüven sorunları,Sosyal beceri-

  • Uyku, yemek ve tuvalet sorunları,

  • Zihnin cinsel davranışlarla aşırı meşgul olması (çocukluk dönemi mastürbasyonu vb.)

  • Ailede yaşanan değişimlere uyum sağlamada yaşanan sorunlar: yas ve kayıp durumları, anne baba ayrılığı

  • Fiziksel nedeni olmayan mide bulantıları, baş ağrıları gibi rahatsızlıklar (konversiyon belirtiler),

  • Depresyon,

  • Enürezis (alt ıslatma) ve enkoprezis (dışkı kaçırma) problemleri,

  • İstismar ve ihmal,

  • Psikososyal gerilikler,

Süreçleri başta olmak üzere birçok sorunun iyileştirilmesinde kullanılır.

 

Bir oyun terapistinin temel görevleri:

Terapistin aslolan görevlerinden birisi çocuğun duygu, deneyim ve düşüncelerini özgürce yansıtabilmesini sağlayabil- mek için çocuk ile samimi, dürüst ve saygın bir bağ kurmasıdır. Terapist asla çocuğa liderlik etmez, acele ettirmez, sabırsız olmaz, yetersizliklerini ortaya çıkarmaz ve asla alaycı tavır takınmaz. Terapist; çocuk talep etmedikçe ve çok gerekmedikçe oyun esnasında çocuğa yardım etmez, acil bir konu olmadıkça ve çocuk kendisi soruyu seansa getirmedikçe sorun hakkınca açıkça soru sormaz, çocuğu hiçbir oyun-oyuncak veya aktiviteye yönlendirmez, çocuk adına karar vermez, terapinin gizliliğini bozamaz, terapide ön planda değil arka plandadır ve çocuğu incitecek her türlü davranıştan uzak durur.

Bunların yerine çocuk ile sıcak, dostane bir ilişki kurar, çocuğu bütün özellikleri ile kabullenir, çocuğa serbestlik sunar, çocuğun duygularını anlamlandırmak için ona geri yansıtır, çocuğun yetenek ve problemlerine saygı duyar, çocuğun liderliğine izin verir, terapi süresince çocuğa acele davranmaz, terapi esnasında ihtiyaç duyuldukça seans sınırlılıklarını belirlemek temel prensiplerdendir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Burada 3 temel prensip olmaktadır.

1)Kendine zarar veremezsin.
2) Oyun odasındaki oyuncaklara (bilerek ve isteyerek) zarar veremezsin.
3) Terapiste zarar veremezsin.

 

Bu üç kural süreçten olumlu fayda almak adına çok önem taşımaktadır zira sınırları delinen bir terapi odasının işlevselliği tamamen bozulmuş olacaktır bu sebeple bu kurallardan birini bozan çocuğun terapi seansı o günlük sona erdirilir. Bir dahaki seansın başında (her seansta olduğu gibi) kurallar tekrarlanır.
Oyun odasına giren çocuk oyun terapisi için özel olarak seçilmiş olan oyuncaklardan ihtiyacı olanları seçerek 45 dakikalık süresi dolana kadar yukardaki kurallar haricinde sınırsız ve serbest bir seçimle istediği gibi oynayabilir. Her seçiminde özgürdür ve terapisti de ona ayak uydurmaktadır. Sürenin bitmesine 5 dakika kala ise çocuğa bilgi verilir. Seans sonunda oyuncakların toparlanıp eski yerlerine koyulması çocuğun sorumluluğundadır. Burada önemli sorulardan biride “terapide çocuğum ne gibi oyuncaklar ile oynayacak?” Sorusu olmaktadır. Genel olarak çocuk merkezli oyun terapisinde oyuncaklar; çocukların geçmiş yaşanmışlıklarını, duygu ve düşüncelerini aktarabileceği yaratıcı oyuncaklardan seçilmektedir. Çocuk merkezli oyun terapisinde amaç çocuğu farklı oyuncaklar ile belli bir süre oynatmak değildir. Oyuncak temininde çocukların yaş grubu özelliklerine uygunluk sağlayan oyuncaklar olmasına dikkat edilmektedir. Yapılandırılmış, tek amaçla kullanılabilen, elektronik, robotik ve teknolojik oyuncaklar; oyunlarında duygu ve düşüncelerini yansıtmak için çocuklara fırsat vermediğinden ÇMOT’nin yapısına uygun değildir.

Bu nedenle terapi odasında asla mekanik, hareketleri ve kullanım alanları kısıtlı ve çocukların yaratıcı oyunlar oynamalarına engel olan oyuncaklar (çek bırak araba, tren, pile bağlı teknolojik oyuncaklar vb.) bulundurulmamaktadır. Çocukların aktif bir şekilde kullanabilecekleri, yaratıcılıklarını, duygu ve yaşan- mışlıklarını ifade edebilecekleri, sosyalleşebilecekleri, aynı zamanda grup oyunları oynayabilecekleri oyuncaklar kullanılmaktadır. Değişen yaş grupları için; Biberon, oyuncak bebekler, inşa edilebilen evler, legolar, mesleki oyuncaklar (doktor, öğretmen, vb.) oyuncak askerler, askeri ekipmanlar, oyuncak hayvanlar, ev ortamı materyalleri, (masa, minder, halı, sandalye, yatak, mutfak gereçleri, vb.) oyuncak ayılar, kuklalar, oyuncak arabalar, yumuşak toplar, evcilik oyuncakları ve benzeri oyuncaklar ÇMOT 'de tercih edilmektedir. Aile bu oyuncakları temin edip evde kendisi oynayamaz mı? Sorusunun cevabı ise kesinlikle hayır olmaktadır. Çünkü evde çocuğunuzla oyun oynarken uzun süre yönlendiremezsiniz. Oyun oynarken çözmeyi amaçladığınız şeyin üzerine farkında olmadan yanlış bir yoldan giderseniz çocuğunuzda istemeden daha büyük yıkımlar yaşatabilirsiniz. Bu sebeple oyun terapisi sadece “psikoloji lisans” eğitimini başarıyla tamamlamış ve ardından oyun terapisi üzerine eğitim almış, uzmanlaşmış kişiler tarafından uygulanabilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Oyun Terapisi Ne Kadar Sürer?
Oyun terapisi, çocuğun geçmiş ve bugün yaşadığı deneyimlerdeki çeşitli etkenlere bağlı olan bir süreçtir. En önemli iki etken, çocuğun gelişimsel dönemi ve terapi sürecindeki yaşıdır. Diğer bir etken ise çocuğun yaşadığı sıkıntının derinliğidir. Oyun terapisi, genellikle haftada bir ya da iki kez olmak üzere terapistin uygun gördüğü şekilde planlanmaktadır. Çocuklar oyun terapisti ile oyun odasında geçirdikleri zamanı, “yalnızca oyun oynadık” diyerek açıklayabilirler, fakat bu süreçte çocuklar yeni rolleri ve davranışları öğrenirken, kendileri için sorun oluşturan durumlarla başa çıkma yollarını keşfederler.

Oyun terapisinin kaç seans sonra sonlandırılacağını önceden söylemek güçtür. Çocuğun özellikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kısa sürede tamamlanan süreçler olduğu gibi daha ağır profil çizilen istisnai durumlarda senelerce sürebilir. Başlangıçta haftada bir planlanan seanslar ileriki aşamalarda haftada ikiye çıkartılabilir veya iki haftada bir, ayda bir, 3 ayda bir gibi azaltılarak yapılandırılabilir. Oyun terapisinin etkilerinin yerleşmeye başlaması için en az 10 seans gereklidir demek yanlış olmayacaktır. 2 seans oyun terapisini takiben bir seans aile görüşmesi planlanır. Bu görüşmelerde ailelere çocukların oyunlarından veya içeriklerinden bahsedilmekten ziyade aile ile çocuğun süreç içinde ne gibi değişi- klikler planlanacağı ilgili bilgi alışverişi yapmak hedeflenir. Daha sonraki aile görüşmeleri ise süreç içerisinde ihtiyaca göre şekillenecektir ve bu görüşmelerde terapi sürecinin ne zaman sonlandırılacağına terapist ile ebeveynler ortak karar verir. Vedalaşmadan önce sonlandırma seansının yapılması çocuğun güvenli bağlanmasını zedelememek, herhangi bir ayrılık anksiyetesine, takılmaya sebep olmamak ve relaps ihtimalini arttırmamak açısından açısın dan çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki oyun terapisi çocuğun tek başına başlayacağı ve yürüteceği bir süreç olmayacaktır.

Aile olarak sizlerin katılımı son derece gerekli ve önemlidir. Burada aileye düşen en önemli konu terapiste her konuda şeffaf olmaktır; Terapi sürecini etkileyecek herhangi bir bilgiyi vermekten kaçınmak ya da yanlış bilgi vermek çocuğa uygun olmayan bir yöntemin uygulanmasına sebep olmaktadır. Diğer bir önemli husus oyun terapisinde devamlılığın esas olduğudur. Terapi sürecine ara vermek, seanslara düzensiz aralıklarla gelmek süreci sekteye uğratacağı gibi geriye de götürmektedir. Seans süresi net 45 dakika olduğundan zamanında gelmek çok önemlidir. 

Çocuğum oyun terapisinden fayda görecek mi?

 

Her ebeveyninin aklındaki en önemli soru işareti bu konuda olmaktadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki oyun terapisinin kendi içesinde tedavi edici özelliği kullanmaktadır. Buda her çocuğun ne olursa olsun süreçten faydalanacağı anlamına gelmektedir. Faydanın derecesi ise yapılan seans sayısına, ailenin terapistle iş birliği içerisinde olmasına ve ailenin şeffaf bilgi paylaşımına, çocuğun süregiden negatif yaşam olaylarının varlığına (örneğin: evde, okulda aktif günlük bozucu süreçler), çocuğun hangi gelişim evresinde olduğuna ve en önemlisi çocuğun getirdiği soruna bağlı olarak değişmektedir.

2101.i511.014_mother_scolds_flat.jpg
2208.q805.033.F.m004.c7.Child psychologist flat background.jpg
4460313.jpg
bottom of page