Toksinler suyumuzda, havamızda, gıdalarımızda, kıyafetlerimizde fakat toplum bize değiştirmemiz gereken tek şeyin kendimiz olduğunu söylüyor.
Ağır metallerden günlük ürünlerde bulunan kimyasallara kadar uzanan toksinler, optimal beyin gelişimi için gereken hassas dengeyi bozma potansiyeline sahiptir ve bunlar havamızda, gıdamızda, giysilerimizde, suyumuzda ve çevremizde mevcuttur. Bu bozucular, bilgi işleme için hayati önem taşıyan nöronlar arasındaki bağlantılar olan sinapsların oluşumuna müdahale edebilir. Çocuklarda sinirlilik, ruh hali değişimleri, hiperaktivite, dürtüsellik, odaklanma, dikkat, davranış ve duygu yönetiminde zorluklar görülebilir; bunların hepsi zararlı maddelere maruz kalmaktan kaynaklanan bozulmuş nörolojik süreçlerin potansiyel göstergeleridir. Toksinler ayrıca hafıza, dikkat ve problem çözme becerileri gibi bilişsel işlevleri de tehlikeye atabilir. Çevresel toksinlere maruz kalan çocuklar konsantrasyonunu sürdürmekte zorluk yaşayabilir, bu da akademik ve sosyal ortamlarda zorluklara yol açabilir.
Ancak toplum, ebeveynlerin “daha iyi olması” gerektiğini dayatıyor. Sistemlerin temel düzenleme ihtiyaçlarını etkili bir şekilde destekleyecek şekilde mevcut olmadığını bilelim. Bu nedenle, ebeveynleri utandırmak yerine, modası geçmiş ve etkisiz sistem ve süreçlerde değişimi savunmak için birlikte çalışalım.
😍
💪