top of page

Terapötik Dinleme Programı ve
Dikkat

 

logo.png

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuklarda ve gençlerde davranışsal ve ruhsal hastalıklar sınıfına girer. Dikkat eksikliği; dürtüsel davranışlar, otokontrol bozuklukları ve ek olarak hiperaktivite ile kendini gösterir. Mental bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı olarak tanımlanan DSM-5'e göre sendromun adı, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'dur. Dikkat eksikliği bozukluğu, bu sendromdan farklı bir bozukluk değil, aynı sendromun hiperaktivitenin olmadığı bir alt tipi olarak tanımlanır. Dikkat eksikliği bozukluğu (DEB) uzun yıllar boyunca bir hastalık olarak kabul edilmemiştir. Fakat günümüzde DEHB'nin genetik geçişli, biyolojik bir hastalık olduğu kabullenilmiştir. Geçmişte tek başına dikkat eksikliği bozukluğu, hastalık olarak tanımlanmadığı için bu bozukluğa sahip birçok kişi hayatı boyunca başarısız olarak damgalanmış, akademik başarıları düşük, antisosyal kişilikler olarak kabul edilmiş ve toplumdan dışlanmıştır. Günümüzde Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve zihinsel hastalıklara tanı koymak için ölçütleri belirleyen mental bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı olarak tanımlanan DSM-5'e göre kriterler belirlenmiş, DEB de DEHB'nin bir alt tipi olarak tanımlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dikkat eksikliği varlığında en sık görülen belirti, çocuklarda okul başarısında düşüklüktür. Çocuk derse konsantre olamaz, dikkatini bir süre toplayabilse bile dikkatini koruma noktasında sıkıntı ve güçlük yaşar. Genellikle hayallere dalma, anlatılanları dinlememe, kendi dünyasına kapanma şeklinde anlatılır. Aynı durum erişkinler için de geçerlidir. Dikkat eksikliği bozukluğuna sahip bireyler detaylara dikkat etmez, verilen komutlara uyum sağlayamaz ve organizasyon problemleri yaşar. Ayrıca bu bireyler günlük rutin işlerini yapamaz ve dikkatleri kolayca dağılır. Hiperaktivite de tabloya eklendiğinde kişiler aynı yerde uzun süreli sabit duramaz, oturamaz. Bu bireyler çok konuşur, karşısındaki kişilerin konuşmasını bitirmesini bekleyemez, bekleme gerektiren ya da sırayla yapılması gereken işleri yapmakta sıkıntı yaşar. Çocuklarda sürekli sağa sola koşma, tırmanma, zıplama şeklinde aşırı hareketli davranışlar mevcuttur. Yetişkinlerde görülen hiperaktivite, sürekli bir işten diğerine koşma şeklindedir. Fakat bu kişiler, hiçbir işi tam olarak tamamlamaz. Sendromun en önemli belirtilerinden biri olan dürtüsellik ise kişinin kendini ve yapılan eylemin sonuçlarını düşünmeden yapılan ani davranışlar şeklinde görülür. 

Dikkat, bir dış olayı veya düşünceyi seçme ve farkındalıkta tutma yeteneğidir. Sinir sisteminin kendisine ulaşan herhangi bir bilgi biçimine açık olmasına izin veren genel bir ve uyanıklık durumuna karşılık gelir. 

Terapötik Dinleme Metodu, kortikal uyarım denilen, beynin uyarımına ilişkin genel etkisine ek olarak, seçici dikkat üzerinde de son derece olumlu etkiler yaratabilmektedir. Amaçlanan şey, beyin tarafından, otomatik değişim tespit mekanizmalarının geliştirilmesidir. Danışan, bu mekanizmaları özümsendiğinde, kendisini gerçekten ilgilendiren bilgileri daha kolay belirleyebilecek, ikincil bilgileri reddetme ya da arka plana atma becerisini sergileyebilecektir.

Terapötik Dinleme Metodu, bu açıdan, beraberinde hiperaktivite bulunsun ya da bulunmasın, dikkat eksikliği bozukluğu çeken çocuklar ve yetişkinlerin desteklenmesinde tamamlayıcı bir yaklaşımdır.

Dehb
bottom of page