top of page

Terapötik Dinleme Programı
Neurosound

logo.png

Ses titreşimdir. Bu titreşim havada yayıldığında buna “hava iletimi” denir. Dış sesleri doğal olarak böyle algılarız. Bu aynı zamanda kulaklıkla müzik dinlemenin klasik yoludur. Ancak bu titreşim kemikte yayıldığında “kemik iletimi”nden söz ederiz. Konuşurken kendi sesinizi dinlemenin doğal yolu budur. Kendi sesinizi kafatasından çok net bir şekilde ileten bu titreşimi gerçekleştirmek için kulaklarınızı kapatıp konuşmanız yeterlidir. Birbirimizi esas olarak kafamızdaki kemikler aracılığıyla duyarız. Bu titreşim, hava yoluyla iletilen titreşimden çok farklıdır. İşte tam da bu içsel aktarım nedeniyle, dışarıdan alınan bir ses kaydında sesimizi tanıyamıyoruz.

 

Dinleme seansları sırasında, özel bir kulaklık, müziği ve sesi hem hava yolu ile hem de kemik yolu ile iletir. Bu nedenle ses, hem her bir kulağa yerleştirilen kulaklıklarla hem de kafatasının tepesiyle temas halindeki bir vibratör aracılığıyla işitme kanalına ulaşır.

 

Ayrıca, sesin bu çifte iletimi eş zamanlı olmak zorunda değildir, zaman içinde saniyenin onda birkaçı kadar kaydırılabilir. Böylece uzman, sesin hava ile yayılmadan önce kemik tarafından yayılmasını sağlamak için iletimi ayarlayabilir. Bu şekilde, işitsel sistem hava yoluyla ses uyarımı almaya hazırlanır. Beyin, sesin kemik iletimi yoluyla geldiği konusunda bilgilendirildiğinde, duyusal ses mesajının analizi kolaylaştırılır. Kademeli olarak ve bir dinleme programı boyunca, mesajın kemik ve hava yoluyla iletilmesi arasındaki boşluk azalır. 

 

Sese dayalı müdahalelerin kullanımı, 1950'lerde Dr. Alfred Tomatis'in Tomatis Metodu'nun temeli olan Elektronik Kulaklığı oluşturmasıyla ortaya çıktı (Tomatis, 1996). Başlangıçta, Dr. Tomatis işitsel işlemleme ve öğrenme güçlüğü yaşayan hastaları ve daha sonra otizmli çocukları tedavi etmek için bu metodu kullandı.

 

Anne sesini on sekizinci haftadan itibaren fetüs duymaya başlar. Temelde omurgadaki kemik iletimi yoluyla ona gelen annesinin sesidir. Bebeğin doğumdan sonraki birkaç saat içinde yabancı bir kişinin sesinden çok annesinin sesine tepki verdiği bu şekilde kanıtlanmıştır. Bu nedenle fetüs, ardından bebek, yavaş yavaş anne sesinin tüm özelliklerini işitilebilir ve  bu şekilde bütünleştirecektir: tınısı, yoğunluğu, ritmi, rengi... Bu, duyusal uyarımın temel bir kaynağıdır. Bu sesin taşıdığı duyguları da düzenleyecektir.

Özel durumlarda ve mümkün olduğunda, uzmanımız annenin sesini özel ekipmanla kaydetmeyi önerebilir. Bu kaydı uygun ayarlarla ilişkilendirerek işleyecektir. Amaç, bu ses ile bireyin deneyimi arasında birincil bağlantıyı yeniden kurmaktır.

Elektronik Geçitleme işlevi, alçak ses frekansları ile yüksek ses frekansları arasında ani geçişler yaparak ses zıtlıklarının oluşturulmasını sağlayan,   noninvaziv bir prosedürdür. Kulak, alçak ve yüksek frekanslar arasındaki bu iki yönlü geçişlere uyum sağlamak için ciddi bir çaba sergiler ve beyinde bir uyarım etkisi meydana gelir.

 

Başvurduğunuzda, dinleme yetinize dönük değerlendirmeler yaptıktan sonra, durumunuza uygun seanslardan oluşan bir dinleme programı belirlenir. 

 

Danışanın ses üretmesinin gerekmediği, yani “pasif” dinleme seanslarında, tek yapılması gereken şey, hem kulaklıklar (havadan ses iletimi) hem de titreşim elemanı (kemikten ses iletimi) yoluyla ses ileten kulaklık takımını takmak ve aygıtınızda oynatılan müziği dinlemektir. Danışanın kendi ürettiği seslerin de kullanıldığı “aktif” dinleme seanslarında ise, üzerinde mikrofon da bulunan aynı kulaklık takımını kullanan danışan, bu kez kendisi de sesli okuma ve tekrarlama egzersizleri yapar. Danışanın sesi, eş zamanlı olarak işlenip kulağa iletilerek, işitsel geri bildirim döngüsünün çalışması sağlanır.

bottom of page